1.

“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.” ”
2.

3.

4.

5.

6.

7.

Hıçkırarak bacaklarına sarıldım .
“Bu artık bir şeye yaramaz, baba; hiçbir şeye yaramaz…”
Benimkiler gibi yaşlarla dolan gözlerine bakarak bir ölü gibi mırıldandım:
“Onu kestiler bile, baba; benim küçük şeker portakalı fidanım kesileli bir haftadan çok oluyor.”
8.

9.

– Hiç. Şarkı söylüyordum.
+ Şarkı mı söylüyordun?
– Evet.
+ Öyleyse ben sağır olmalıyım.
10.

;gt;
11.

+ Ne?
– Edmundo dayı hiçbir iş yapmıyor ama para alıyor. Yani çalışmıyor ama belediye ona her ay para ödüyor.
+ Bunda şaşılacak ne var?
– Çocuklar da bir şey yapmıyorlar; yemek yiyorlar, uyuyorlar, sonra da analarıyla babalarından para alıyorlar.”
12.

13.

14.

15.

16.

– Ağlamak kötü bir şey mi?
+ Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?
– Bilmiyorum, bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes…”
Bir Cevap Yazın